Yuvarlatılmış Dikdörtgen: YEŞİLYUVA’NIN TARİHÇESİ

#

 

Yeşilyuva ve çevresinin tarihi, Burdur ve Denizli İlleri tarihi ile birlikte incelenebilir. Küçük bir yerleşim yeri olduğu için Kendine özgü  bir tarihi gelişimi olduğu halde, bu illerin tarihini incelemekte yarar vardır. Bu bölge tarihin en eski yerleşim merkezlerini içine almaktadır. Burdur ve Denizli İlleri’nin bazı bölgelerinde yapılan kazılarda,M.Ö.3000 yıllarına ait kalıntılara rastlanmıştır.

  Bölgeye,M.Ö.2000 yıllarında M.Ö.7 yüzyıla kadar Arzava Krallığı ve Hitit’ler M.Ö.2500 yıllarında Luviler hakim olmuşlardır.Daha sonraki yıllarda bu hakimiyet Hititlere geçmiş,uzun yıllar Hitit hakimiyetinde kalmıştır.Daha sonraki yüzyıllarda Hititlerin tarih sahnesinden silinmeyenleriyle Firigler,Lidyalılar,Persler,İskender İmparatorluğu bölge üzerinde yaşamışlardır.M.Ö.176-185 yıllarından sonra Bölge Roma İmparatorluğu’na geçmiştir.Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılmasıyla Bizans İmparatorluğunu,buraların sahibi olmuştur.Bu yüzden bölgede bu kavimlerin bıraktıkları binlerce ize rastlanmaktadır.                                                           

M.S. 7 ve 10 yüzyıllarda Müslüman Arapların akınlarına uğrayan bu bölge 1100 yıllarından sonra Selçuklu Türklerinin akınlarına uğramaya başlamış, yer yer Türk kolonileri haline gelmeye başlamıştır. Yapılan kanlı savaşlar sonucu Denizli’nin 1200 yıllarında Türklerin eline geçmesi ile Büyük Selçuklu İmparatorluğun sınırları içine alınmıştır. Daha sonraları Anadolu Selçuklu İmparatorluğu’nun olan bölge, bu imparatorluğun yıkılması ile, Hamit Oğulları Beyliği ile Germiyan Oğulları Beyliği arasında paylaşılmıştır.     

  1300 yıllarında Hamit oğlu Dündar Bey Gölhisar merkez olmak üzere Acıpayam ovası içine alan Hamit Oğulları  Beyliğini kurarak bölgeyi kendi denetimi altına almıştır.Bu arada Yeşilyuva’nın bu Gaysar adını alarak küçük bir yerleşim merkezi kurulmuştur. Daha önceki asırlarda kurulmuş olan Hisarlık tepedeki kale yıkılmış, çok azalmış olan gayrimüslimlerde bölgeyi terk etmişlerdir.Böylece Yeşilyuva Köyü yavaş yavaş gelişmemeye başlamıştır.

Yeşilyuva ve çevresindeki arazi ve köylerin Bizanslılardan alınması sırasında Selçuklu Türklerine kumanda eden Beyazıt Han Adak deresi kenarında yapılan savaşta şehit düşünce, şimdiki Yaka mezarlığındaki türbesine gömülmüştür. Bu türbe zamanla yıkılmıştır. Şimdi aynı mezarlıkta mezarı vardır. Beyazıt Han’ la birlikte bu toprakların fethinde bulunan Semerkandi Baba, daha sonra arkadan gelen Türkmenlerin bu bölgeye yerleşmesine çalışmıştır. Türkmenler oba oba fethedilen yerlere yerleşirlerken Yeşilyuva’nın bulunduğu topraklarda Türkmenler, Eşmeliler ve Çelebiler aşiretleri gelmiş ve yerleşmişlerdir. Bu aşiretler önceleri ayrı ayrı yerlere yerleşmişlerdir. O zamanlardan kalan rivayetlere göre, Türkmenler Manastır Mevkiine, Eşmeliler Kazlar Yakası’ na ve Çelebiler şimdiki kasabanın olduğu yere yerleşmişlerdir. Daha sonra, buraya yerleşen Semerkandi Baba’nın gayretlereriyle bir araya gelmişler ve bir köy oluşturmuşlardır.

Yeşilyuva ‘ya yerleşen obalar hayvancılık ve deri işleme sanatları ile uğraştıklarından daha önceki meslek ve işlerini de burada devam ettirmişlerdir.

Kasabada deri işçiliği ve tabaklık mesleklerinin gelişmesinde önderlik eden ve adı unutularak Ahi Kayser lakabını alan zatın hayatı ile ilgili bilgiler maalesef yoktur. Sadece kasabada ve bazı kaynaklarda muhtelif rivayetler. Horasan taraflarından geldiği söylenmektedir. Bir müddet Yeşilyuva’da kaldığı burada bu sanatı yaptığı usta ve çıraklar yetiştirdikten sonra Denizli’ye gittiği rivayet edilmektedir.Ahi Kayser’in Yeşilyuva’da bulunduğu sıralarda yanında çalışan ve bu sanatı tüm incelikleriyle öğrenen Ahi Evran daha sonra çevrede debağat ve dericiliğin piri olarak kabul edilmiştir.Ahi Evran daha sonraları geliştirdiği ve kendi adıyla anılan Elvan sahtiyanları bu gün hala aranılan deri ürünlerindendir.Bu sahtiyanlar o zamanlarda ilk defa çok renkli olarak üretilmekteydi.En çok sarı,kırmızı ve siyah renkte olanları makbul tutulmaktaydı.Daha yakın zamanlara kadar bu sahtiyanlardan kadın ayakkabısı ve terliği üretilmekteydi.Bu ayakkabılar çok tutulur ve aranılırdı.

1381 Yılından sonra kasaba Osmanlı İmparatorluğu yönetimine geçmiş ve uzun yıllar oba beyleri tarafından yönetilmiştir. Bu sırada Gölhisar Kazasına bağlıydı.1800 yıllarına doğru muhtarlık olmuş ve muhtarlar tarafından idare edilmiştir. Daha sonraları yapılan idari düzenleme ile Isparta sancak kuruluşu ile bu yörelerde Konya’ya bağlandı. Bu sırada adı Asi Karaağaç olan yöre Isparta Sancağı’na bağlı olarak kaza haline getirildi.

Kayzer Karaağaç ismiyle  Yeşilyuva kaza merkezi olarak kuruldu. Kasabanın kaza merkezi olmasında, İstanbul Fatih Medresesi Müderrislerinden olan ve zamanın en meşhur bilginlerinden, Hafız Ali Hoca’nın büyük gayretleri olmuştur. Hafız Ali Hoca hakkında kasabada çok çeşitli rivayetler vardır. Zamanında İstanbul’un en değerli bilgini olduğu, saray ve çevresiyle ilişkisi olduğu, yetiştirdiği öğrencilerin en üstün mevkilere geldiği anlatılmaktadır.

Kasabada hükümet konağı olarak, Emirler Konağı yapılmıştır. İlk kaymakam burada görevine başlamıştır. Çeşitli devlet memurlarının atanması kasabada ev sıkıntısına neden olmuş, gelen memurların bazı davranışları ve hareketleri kasabalı tarafından yadırganmıştır.

Kasabanın kendine özgü yaşantısı değişmeye başlamıştır. Bu durum kasabada huzursuzluklara neden olmaya başlamış, gelen memurların bazı davranışları onları rahatsız etmiştir. Bu durum üzerine kasabanın ileri gelenleri kasaba merkezinin taşınması için çalışmalara başlamışlardır. Yeşilyuva’daki ilçe teşkilatı 10 Aralık 1869’da sona erdirilmiş ve ilçe merkezi Acıpayam’a taşınmıştır. Bu taşınma sırasında bazı taşkınlıkların olduğu, kazanın taşınmasında etkin olan bazı kişilerin davranışları hala kasabada üzüntüyle anılmaktadır. Kaza merkezinin elden gitmesini kasabalı esefle anmaktadır.

Garbi Karaağaç kazasının Burdur’un sancak olmasıyla buraya bağlandığını, tarih eserlerinden okumaktayız. Burdur sancağının ileri gelenleri kaza üzerinde baskılar uygulamak istemeleri sonucu, yine Yeşilyuva’lı olan Müderris İlyas Efendinin oğlu ve İzmir’li namıyla anılan, Mehmet Efendi’nin gayretleriyle 1888 yılında kaza Denizli Sancağı’na bağlanmıştır.

1867 yılında kasabanın nüfusunun 1195 kişi olduğunu görüyoruz. Kasaba’da ilk belediye teşkilatı 1908 yılında kurulmuştur Yine aynı yıllarda kasaba pazarının da kurulmaya başlamıştır.

Garbi Karaağaç Kazasının ilk meclis ve mahkeme üyelerinden çoğu Yeşilyuva’lıdır. Öğrenebildiğimiz mahkeme ve idari meclisi üyeleri şunlardır. Emin Ağa, İlyas efendi, oğlu Mehmet Efendi, Hacı Abdullah Efendi, Tosun Ağa, ve daha sonraki yıllarda Hafız Ahmet.

1908 yılına kadar köy olan gaysar bu tarihten sonra kasaba olmuştur. 1925 yılında adı Yeşilyuva olarak değiştirilmiştir. Yakın zamanlara kadar Gaysar olarak anılan kasabanın yeni adı son yıllarda yerleşebilmiştir.

Kaynak: Bekir Caner - Yeşilyuva

Yuvarlatılmış Dikdörtgen:  			yesilyuva.orgfree.com
Free Web Hosting